4 Aralık 2007 Salı

Pars Narko Terör | Dizinin Hikayesi

İstanbul Narkotik başkomiseri Şamil Baturay, katıldığı rutin bir operasyonda, Türkiye’de kurulan yeni bir uyuşturucu şebekesine ait delillere rastlar. Narkotikte birlikte çalıştığı nişanlısı Zülüf ile birlikte Van’a aile ziyaretine gittiğinde ise, kendisini uyuşturucu baronlarının tam ortasında bulur.

Çerkez oğlu Şamil ile Kürt kızı Zülüf’ün aşkı, Şamil’in abisinin uyuşturucuyla ilgili bir operasyonda şehit edilmesiyle daha da imkansız bir hâl alır. Abisinin kaybıyla hayata küsen Şamil, elde ettiği bazı ipuçlarıyla tekrar harekete geçer ve intikam için uyuşturucu baronlarının peşine düşer.

Afganistan’dan İran’a, Van’dan Berlin’e kadar uzanan yeni bir “toz hattının” kurulmak üzere olduğunu keşfeden Şamil, zorlu bir mücadeleye girişir. Bu toz hattının terörörgütleriyle bağı olduğunu ve uyuşturucudan kazanılan paranın terörü finanse ettiğini anlayan Şamil’in verdiği mücadele, kişisel bir gayret olmaktan da çıkarak, vatan için verilen bir mücadeleye dönüşür.

Bu savaşın kazanılmasını sağlayacak en önemli ipuçları ise, Şamil’in aşkı Zülüf’de gizlidir. İstanbul Narkotik başkomiseri Şamil Baturay, katıldığı rutin bir operasyonda, Türkiye’de kurulan yeni bir uyuşturucu şebekesine ait delillere rastlar. Narkotikte birlikte çalıştığı nişanlısı Zülüf ile birlikte Van’a aile ziyaretine gittiğinde ise, kendisini uyuşturucu baronlarının tam ortasında bulur.

Daha Fazlası İçin >>>

Osman Sınav'ın Pars'ı Tartışılır

Aralarında bir çok ünlü simanın bulunduğu davetliler Osman Sınav'dan oldukça farklı ve Türk Sineması tarihinde iz bırakacak bir film bekliyordu. Filmin bitiminde gösterilen tepkiler ise oldukça farklıydı. Kimilerine göre Osman Sınav Hollywood stantardlarında bir film çekmişti, kimilerine göre ise dağ fare doğurmuştu.

Olağanüstü bir kalabalığın katıldığı galanın kokteyl salonunda iğne atsan yere düşmezken, filmin gösterildiği salon da tıklım tıklım doldu. Koltuklar yetmeyince salonda ayakta kalanlar için ilave sandalye getirildi. Yaşanan izdiham nedeniyle filmin gösterimi yaklaşık 45 dakikalık bir gecikme ile gerçekleştirilebildi.

BOL ŞİDDET PARÇALI SİYASET

Film komiser olan babası uyuşturucu tacirleri tarafından öldürülen öksüz ve yetim bir çocuğun intikam hırsıyla büyüyerek başarılı bir narkotik komiseri olmasını ve intikam peşinde koşmasını anlatıyor.

Oldukça hareketli aksiyon sahneleri ile başlayan filmde tempo baştan sona hiç düşmüyor. Yer yer zorlamaya kaçan hareketli sahneler seyircilerin adrenalin seviyesini hiç düşürmeden finale kilitlenmesini sağlıyor. Ses efektlerinin kullanımı oldukça başarılı ve patlama sahneleri Türkiye'de sinema tekniğinin ne denli geliştiğini gözler önüne seren nitelikte...

Kurtlar Vadisi atmosferini andırır zeminde gelişen olaylarda "namusun bekçilerinin" içinde bulunduğu kıskaç yer yer siyasi göndermelerle iğneleniyor. Filmin finalinde de gerçekte kazananın "Kanunun Bekçileri" mi yoksa "Kurt Kanununun temsilcileri mi" olduğunun cevabı seyircinin yorumuna sunuluyor.

Konusu gereği oldukça yoğun şiddet sahnesi içeren film, tecavüz sahnesinde kısmen pornografik görüntüler içeriyor.

KOMİSER CEMİ EFSANESİNİN SON SÜRÜMÜ

Pars'ta yer yer ikinci sınıf Hollywood, yer yer klasik Yeşilçam filmlerinden izler bulmak mümkündü. Filmi kısaca bir Yeşilçam klasiği olan "Komiser Cemil" efsanesinin modern bir sunumu olarak tanımlamak da mümkün.

Yurtseverlik vurgusunun üzerine kurulan senaryoda kahramanların isimlerinin "Pars" ve "Asena" olması da dikkat çekici sembollendirmeler...

Filme iki yönden bakmak mümkün.

SOSYAL BİLİNÇLENMEYE KATKI AÇISIMDAN ÖNEMLİ BİR YAPIM

Sosyal bilinçlenmeye katkı ve uyuşturucu ile mücadelede yardımcı bir eğitim malzemesi olarak Pars'ın önemini tartışmaya hiç gerek yok.

Sosyal bir yaraya parmak basması ve konunun iç yüzünü hiç bilmeyen seyircilere verdiği mesajlar içinde yaşadığımız cehalet ortamında çok çok önemli. Pars, uyuşturucu konusundaki bilinçlenmeye hizmeti açısından bir kült film olarak her zaman anılacaktır. Zaten bu konuda çok az yapım olduğu için de tahtı kolay kolay tehlikeye girmeyecektir.

Ama filme bir sinema eseri olarak baktığımızda manzara hiç iyi değil. Pars, sinemasal açıdan vasat bir film.

KURTLAR VADİSİ GİBİ TARTIŞMAYA AÇIK BİR FİLM

Film sonrası ayaküstü yapılan fikir alış verişleri gösterdi ki Osman Sınav'ın bu filmi bir hayli tartışma doğuracak. Tıpkı Kurtlar Vadisi gibi bu filmi öve öve biteremeyenler de olacak yerden yere vuranlar da.

Örneğin bana göre senaryo kötü kurgulanmıştı ve iyi bir malzeme tek yönlü gerilimle heba edilmişti. Yanımda filmi seyreden Suphi'ye göre ise filmin en tutarlı yönü senaryosuydu, kalan herşey rezaletti.

Ama insaflı bir teşhişte bulunmak gerekirse ortada çok kötü bir film yok. Hatta seyirci açısından bakılırsa üçüncü sınıf Hollywood filmlerinden daha tempolu, daha vurdu kırdılılı bir yapım söz konusu. Ama Osman Sınav imzasından beklenen kalitede bir yapım da söz konusu değil. Bir gişe filmi olarak Pars başarılı olur, ama sinama eseri olarak sınıfı ancak orta not ile geçebilir...

Oyuncuların performanslarının yetersizliği konusunda neredeyse herkes hemfikirdi. Yönetmen, yüksek tempo, müzik ritimleri ve aksiyon sahnelerine sığınarak senaryoyu kurtarmıştı ama ne var ki rol alan oyuncuların filme ekstra hiç bir katkıları yoktu.

Türk sinemasının en büyük kozlarından biri dublaj olduğu halde bu filmdeki seslendirmede duygusallığın yeterliliği de tartışmaya çok açık.

Kısacası dün gece Türk sinemasının nurtopu gibi bir aksiyon filmi doğdu. İlk izleyenler kaşına gözüne bakarak, çocuğun kime çektiği konusunda anlaşabilmiş değiller.

Bakalım seyircilerin filme göstereceği tepki nasıl olacak...

GALADAN ÇETELER KARLI ÇIKTI

Pars, Türk Emniyet Teşkilatı'nın başarılı çalışmalarında, kanunun bekçilerinin elini kolunu bağlayan siyasi ve soysal oluşumları bir ahtapota benzetiyor. Kahraman Polis imajına vurgu yapan filmi çok sayıda üst düzey emniyet mensubu da seyretti. Onların film hakkındaki izlenimleri oldukça olumluydu.

Ama galanın yapıldığı mekanın dışında oldukça ironik gelişmeler yaşanmış ve polislerin kahramanlığını anlatan bir filmin gösterimi sırasında çeteler iyi ganimet toplamıştı. Galayı seyretmek için gelenlerin yol boyunca park ettiği araçlardan kaç tanesinin arka camı kırılarak içinden neler çalındı bilemiyorum.

Ama ben üç tane parçalanmış arka kapı camını ve filmde polislerin kahramanlığını alkışlayanların araçlarındaki tahribatı cep telefonları ile fotoğraflarken gözlerinde oluşan öfkeyi gözlerimle gördüm... Bunlar da filmin galasından geriye kalan son ironik sahnelerdi..

Daha Fazlası İçin >>>