6 Aralık 2007 Perşembe

Duygu Şen









Hayat Bilgisi” dizisinin masum öğrencisi Duygu Şen, sinemada cüretkar bir kadın olarak izleyici karşısına çıktı.

Bir zamanlar “Hayat Bilgisi” dizisinin masum öğrencisiydi Duygu Şen… “Pars: Kiraz Operasyonu” filminde ise karşımıza cüretkár bir kadın olarak çıktı. Şen, çok konuşulan tecavüz sahnesiyle ilgili, “Hiç tedirgin olmadım. Çünkü biraz endişelenirsen, bu duygu seyirciye geçer. Bu yüzden doğal davrandım” diyor.
Başrol oynamadığınız halde en çok sizden söz ediliyor. Bunun nedenini düşündünüz mü hiç?
- Sadece tecavüz sahnesiyle bu kadar parladığımı düşünmüyorum. Hastane sahnesinin daha önemli ve oyunculuğumu gösteren bir sahne olduğu konusunda iddialıyım. “Tecavüz sahnesi” diye geçen sahneyi de izlerken şunu fark ettim: Çok rahatmışım ve eğlenmişim! Hiçbir endişem ve tereddütüm yoktu. Çünkü bu tür sahnelerde biraz endişelenirsen, anında seyirciye geçer. “Bittin” demektir, o sahneyi hiç çekme daha iyi! Her şeyi kafamdan attım ve doğal oynamaya çalıştım.


Bu sahneyle bu kadar çok öne çıkmanız diğer oyunculara haksızlık mıdır sizce?
- Öyle düşünecek bir kadromuz yok. O kadar itinayla seçilmiş bir kadro var ki… Ben fedakarlık yaptım biraz da kaymağını yiyeyim!
Nasıl oyuncu oldunuz?
- Beni oyunculuğa yönlendiren ailem oldu. Onlar ne kadar kabul etmese de bu böyle! İlkokulda Türk Halk Müziği ve Türk Sanat Müziği söylüyordum. Tiyatro, dans aklınıza ne gelirse ilgileniyordum. Lise yıllarımda Yıldız Teknik Üniversitesi’nin tiyatro kulübüne girdim. Ardından Müjdat Gezen’in iki yıllık konservatuarını bitirdim.
“Beril” karakterinin cazibesi neydi?
- Bana birçok film teklifi geldi ama emin olup, kabul edemedim. Bir adım attıktan sonra geri dönüşün olmuyor çünkü. “Hayat Bilgisi”nde rol aldım ilk olarak. Perran Kutman gibi bir isim olduğu için… Ondan sonra gelen tekliflerde şuna dikkat ettim: Hangi rol benim oyunculuğuma ışık katar! Oldukça bekledim. TV filmlerinde ve reklamlarda rol aldım. Ama Beril karakteri her sahnede başka biri! İlk başta çok masum, sonra alemlere meraklı, eğlenceli bir kız… O cüretkar sahnede ise çok isterik!


“İsterik bir kız” diyorsunuz ama o sahneden tecavüz sahnesi diye söz ediliyor…

MASUMİYETİMİ KAYBETMEDİM

Çok cüretkar sahneleriniz var. Senaryoyu okuduğunuzda tereddütleriniz oldu mu?
Osman Sınav’la tanıştık. Ben hastane sahnesini diyaloglu oynadım. Orada beğenildim. Oyuncuların kuralları olmaması gerektiğine inanıyorum. Mesela filmde benim için en önemli sahne hastane sahnesiydi. Beril’in nasıl bir kız olduğu orada çıkıyor ortaya.
Seyircinin gözündeki masumiyetinizi kaybetmiş olmak sizin için ne kadar önemli?
- Masumiyetimi kaybettiğime inanmıyorum.

Dizi filmde öldürülen bir karakterin cenaze namazını kılan bir milletiz. Dolayısıyla artık masum bir lise öğrencisini canlandırma ihtimaliniz çok az…
Bu çok yanlış bir şey aslında ama bunu engelleyemeyiz. Özel hayatımda gözden düşmek istemem. Ama oyunculukla ilgili bu tür endişelerim yok. Bir oyuncu sadece kendinden sorumludur. Kimseye ders vermek gibi bir görevim yok! Bence bu filmi izlerken seyircinin “Bu kız masum bir kız. Bunu rol gereği yaptı” diye düşünmesi gerekir.
Seyircinin düşüncesi sizi ne derece etkiler?
- İzleyici yoksa sanat olmaz. Gözlerinde kirlenmiş olmak tabii ki beni üzer. Ama bana o gözle bakılacağını düşünmüyorum.
Bir oyuncunun hem seyirciyi memnun etmesi, hem de hiçbir kuralının olmaması zor mudur?
- Siz ne kadar kurallarınızı aşarsanız, kendinizi o kadar geliştirirsiniz. Sonunda yol seyirciyi mutlu etmeye çıkıyor. Önemli olan kalbin ve ruhun çıplaklığı bence… Eğer bir oyuncu, ruhunu ve yüreğini yönetmene ve seyirciye açmamışsa başarılı olamaz. Eğer siz onu açıyorsanız, bence bu daha büyük bir çıplaklık! Bedenimi açarım, iki dakika sonra kimse hatırlamaz.
Aileniz hariç! Onların tepkisi ne oldu?
- Babama iki seçenek sundum. Diğerini söyleyemem ama… “Kamera önünde çıplaklığı mı tercih edersin yoksa diğer seçeneği mi?” diye sordum. Tabii ki kabul etti. Geri kafalı bir ailem yok.
Türkiye’de başarılı bir oyuncu olmanın kuralı nedir?
- Seyirci özel hayatla, iş hayatını karıştırmamalı. Fakat maalesef biraz dikkat etmek zorundayız.
Her teklifi kabul etmiyor
Aldığı her film teklifini kabul etmediğini söyleyen Duygu Şen, “Şu saatten sonra çok daha dikkatli olmam gerekiyor. Geçenlerde bir sinema filmi için teklif geldi. Sevişme sahnesi vardı. ’Bu sahneyi sonuna kadar oynayabilecek bir oyuncuyum, oynarım da… Ama insanlar benim bu tür şeylerle prim yaptığımı düşünürler’ diyerek kabul etmedim. Zaten sürekli öğrenci rolü oynamak istemediğim gibi, sürekli sevişme sahnesinde de oynamak istemiyorum” diyor.
Kadınlara karşı biraz tepkiliyim

Kimleri örnek alıyorsunuz?
- Erkek oyuncuları daha çok örnek alıyorum kendime… Ama “İyi kadın oyuncu yok” demek istemiyorum. Mesela ben BKM’de Demet Akbağ’ın öğrencisiydim bir yıl boyunca. Bence Demet Akbağ hem komedide, hem de dramda çok iyi bir oyuncu. Ama eminim ki; o da erkek oyuncuları örnek almıştır kendine. Bir tekst aldığımda hep erkek rollerini okumaya başlıyorum. Kadın rollerini sevmiyorum. Kadınlara karşı da biraz tepkiliyim, belki o yüzden.
Neden?
- Kadın zihniyetine tepkiliyim. Kadın gibi yaşayan kadınlardan hoşlanmıyorum.
Ama olabilecek en kadınsı rolü oynadınız…
- Erkeksi ve kaba rolleri seviyorum. Normal hayatımda da öyle kibar ve ince bir kız değilimdir. Erkek arkadaşlarım çoktur. Umarım magazinciler benimle uğraşmaz. Çünkü uğraşırlarsa çok fena olacak! Hangi biriyle çekecekler beni! Çok az kız arkadaşım var.
Rahatsız olduğunuz kadın zihniyeti nasıl bir şey?
- Kadınlara öğretilmiş şeyler var. Erkek farklı bir yerde, kadın farklı bir yerde… Ben o öğretilmiş şeyleri yapmamaya çalışıyorum. Kadın her zaman kendini kontrol etmek zorunda ve ben bu tür kontrollerden nefret ediyorum! Ailemi de bu konuda çok eleştirdim. Ablam bankacı ve 13 yaşından beri birlikte olduğu ve hayatında tanıdığı tek erkekle evlendi. Ondan sonra arkadan benim gelmem, ailede bir şok etkisi yarattı. Neyse ki; zamanla alıştılar bana!

Alıntı

0 yorum: