2 Aralık 2007 Pazar

Pars Narko Terör Hollywood Dizisi









Pars’ın prodüksiyonu Hollywood ayarındaOsman Sınav'ın "Pars-Kiraz Operasyonu" filminin çekimleri için İstanbul'a gelen Udo Kier, bugüne kadar aralarında "Armageddon", "Dogville", "Blade", "Dracula" gibi yapımların da olduğu 200'e yakın dünyaca ünlü filmde rol aldı.

Pamela Anderson'dan çok etkilendiğini söyleyen Kier, "Pamela Anderson ile çok iyi zaman geçirmiştim. Uzun sarı saçları beni büyüledi. Saçlarımı onun için kazıttım" dedi.Osman Sınav’ın Pars-Kiraz Operasyonu filminin çekimleri için İstanbul’a gelen Udo Kier, bugüne kadar aralarında Armageddon, Dogville, Blade, Dracula gibi yapımların da olduğu 200’e yakın dünyaca ünlü filmde rol aldı. Deneyimli oyuncu Udo Kier, Kelebek’in sorularını yanıtladı.

Osman Sınav’ın "Pars-Kiraz Operasyonu" adlı sinema filmi çekimleri için İstanbul’a gelen Kier ilk kez bir Türk prodüksiyonunda rol alıyor. Uyuşturucu satıcıları ve kullanıcıları ile onlara engel olmaya çalışanlar arasında geçen "Pars-Kiraz Operasyonu" öğrenciler, uyuşturucu baronları ve narkotik polislerden oluşan bir üçgen üzerine kurulu. Kier filmde Mehmet Kurtuluş, Selçuk Yöntem, Nida Şafak, Pelin Batu, Haluk Piyes, Uğur Polat ve Murat Daltaban’la başrolü paylaşıyor. Kier filmde Hollandalı uyuşturucu kaçakçısı Klaus Kayman’ı canlandırıyor. Sette hiç durmadan notlar alıp herkesi gözlemliyorsunuz...

- Ben Almanya’da büyüdüm, orada bir sürü Türk arkadaşım ve sevgilim oldu. Şimdi Amerika’da yaşıyorum, orada bir filmi bitirmeye çalışıyoruz, Picasso Killer diye, Mehmet Gunsur’la birlikte, Dominigue Swain de var. 3 hafta sonra Pars’ın senaryosunu aldım, daha önce hiç Türk filmi izlememiştim ama sevdim. Bu benim İstanbul’daki ilk Türk filmim. Çok büyük bir şehir burası, kalabalık, gürültülü ve trafik de fazla. Burada çok iyi zaman geçirmeye başladım ama ne yazık ki gitmek zorundayım. Filmi neredeyse bitirdik.

OSMAN SINAV İÇİN BURAYA GELDİM
Bu projeyi kabul etmenizin özel bir nedeni var mı?
- Hikaye çok güzeldi, İstanbul ve Türkiye’ye gelmek istemem de önemli bir nedendi. Amerika ve Almanya’ da Osman Sınav kimdir diye araştırdım. Başarılı televizyon dizileri var ve çok başarılı bir yönetmen. Aslında onun başarılı oluşudur beni buraya getiren. Normalde hiçbir filmi yönetmenini görmeden, onunla tanışmadan kabul etmem. Ama Osman’la tanıştığımız ilk andan itibaren birbirimizi sevdik. Elektiriğimiz tuttu. Başarılı bir yönetmen oluşu da ayrı bir durum.

Bu projeyi prodüksyon ve teknik açıdan Amerika ile kıyaslar mısınız?
- Amerika’da tüm film endüstirisi bulunduğu için stüdyo filmi çekmeniz çok kolay. Fabrika gibi Hollywood. Türkiye’deki bu ekiple çektiğimiz film sadece 3 hafta sürdü. Ama aynı zamanda çok karmaşık bir filmdi. Amerika’yla Türkiye’de yapılan bu projenin arasında çok da fark yok. Her yerde düşük bütçeli ve yüksek bütçeli filmler var. Benim için Pars-Kiraz Operasyonu büyük bir prodüksiyon. Amerika’da bir filmde çok fazla insan çalışıyor. Amerika’da oyuncuların bir sendikası var ve belli kurallarla çalışmak zorundasınız, o sendika sizi koruyor. Belli bir para ödüyoruz sendikaya. Sendika da prodüksiyonu kontrol ediyor ne zaman yemek yediğime kadar. Kaç saat çalıştığımı ne kadar izin yaptığımı falan.

Türkçe kelimeleri çok net söyleyebiliyorsunuz. Daha önceden bu Türkçe kelimeleri biliyor muydunuz?
- Hayır. Sadece insanları dinliyorum ve duyduğumu taklit ediyorum. Çok fazla sözcük bilmeye de gerek yok, "tamam", "lütfen", "çok güzel", "teşekkürler" bilmek bana yetiyor. Gerçi bildiğim birkaç kelime daha var. Ama Los Angeles’a döndüğümde Türkçe öğrenmek istiyorum. Çünkü şu an taklit ediyorum. Çok ciddiyim biraz öğrenmek istiyorum.

CEHENNEM CENNETTEN DAHA ENTERESAN
Neden kötü adamı oynamayı seviyorsunuz?
- Çünkü bu daha ilginç bir şey. Hiç kimse iyi adamı sevmez. Çünkü herkes iyi olmak zorundadır. Ama şeytanı oynadığınız zaman bir şekilde herkesin içindeki şeytanı ortaya çıkarma şansınız vardır. İnsanlar filmlerimi gördüğünde "Ooo çok kötüsüün" diyorlar. Ama onu seviyorlar yani. Bu tür rolleri oynamayı seviyorum. Çünkü kendi hayatımda bu rollerden çok daha farklıyım. Hatta tam tersiyim. Şeytanı oynayabilmek için aslında melek olmanız gerek. Aksi takdirde başarılı olamazsınız. Bence cehennem cennetten daha enteresan. Bütün garip insanlar orada olmalı, yani hareket cehennemde!

Dünyaca ünlü pek çok oyuncuyla çalıştınız. Muhakkak enteresan anılarınız olmuştur...
- Pamela Anderson ile iyi zaman geçirmiştim mesela. İlk tanıştığımızda çok etkilenmiştim uzun sarı saçlarından. Saçlarımı onun için kazıttım. Çok iyi projelerde yer aldınız. Nedir bunun sırrı?- Ben çok şanslı bir insanım. İnsanlara tanışıyorum ve filmlerde onlara çalışıyorum. Bence önemli olan kariyerinize doğru bir filmle başlamak. Artistik kaygıları olan filmlerde çalışmak ya da festivallere gitmek... Bu başka genç film yapımcılarının sizi tanımasını sağlıyor.

Gala için gelip şehri gezeceğimİstanbul’u gezme fırsatı bulabildiniz mi?
- Bu filmin galası için de geleceğim İstanbul’a. Bu sefer çalışmaktan şehri fazla gezemedim. Gala için tekrar geldiğimde şehirde turist gibi gezebilmek istiyorum. Topkapı Sarayı’nı gördüm, küçük bir botla boğazda gezdim, iyi restoranlara gittim. Ama İstanbul harika insanlara sahip güzel bir şehir. Burayı gezmeyi çok isterim ama benim hayatım bu, bir yerde fazla kalamıyorum, oradan oraya gidiyorum. Örneğin buradan sonra Madagaskar’a ve İtalya’ya gideceğim. Sonra Los Angeles’a evime döneceğim. Evime döndüğümde üç tane sokak köpeğim var, onlara kavuşacağım. Tekrar kendi yatağımda uyuyacağım, arkadaşlarımla görüşeceğim. Eve dönmek ne kadar güzel olursa olsun ayrılık kısmı hep üzücü oluyor.

Lars Von Trier’le yaptığınız 30 yıla yayılan bir projeniz var.
-Her yıl sadece bir gün buluşuyoruz tüm ekiple ve 3 dakikalık bir çekim yapıyoruz. Tüm film bittiğinde 90 dakika olacak. Ne yaptığımız hakkında konuşmamız yasak. Makyaj ve efekt kullanmadan aktörler gerçekten yaşlanıyor. Çok ilginç bir proje bu.Seneye bir film daha çekeceğizÇalıştığım oyuncular çok iyi ve kibar insanlardı. Osman Sınav çok detaycı bir insan, her şeyin mükemmel olmasını istiyor. Küçük şeylere bile çok önem veriyor ama biz beraber çalışmaktan çok keyif aldık. Önümüzdeki yıl Türkiye’ye yeniden gelmeyi ve onunla bir film daha çekmeyi düşünüyorum.

0 yorum: